Page 30 - orada_bir_koy_var_uzakta
P. 30

Nazife Burcu Takıl

                                                                                        Cemile Şık









                      tırtıl Cesur, uyandığında kendini kelebek olarak bulmuştu.
                     O günden beri yeni hâline alışmaya çalışıyordu ve açıkçası biraz zorlanıyordu.

                     Bazen her şeyi aynı anda yapmaya çalışıyor bazen de boş boş oturuyordu.

                     Bir keresinde annesi:
                     — Boş boş oturmak diye bir şey yoktur. Otururken düşünmez misin sen hiç, diye
                     sormuştu.
                     Cesur:
                     — Düşünürüm tabii.
                     — Hah işte, düşünmek de bir iştir, demişti annesi.

                     O günden beri Cesur, ne zaman otursa bir şeyler düşünür, düşünürken de
                     annesinin bu sözünü hatırlayıp gülümserdi.

                     Annesinin o sözü söylediği gün, babası da tozlu bir dalın yaprakları arasından:
                     — Hele ki düşünürken gülümsersen… İşte o var ya! O en büyük iştir. Çok da büyük
                     meziyettir, demişti.

                     Cesur, bir an için annesi ve babasının yanında olduğu günleri hatırladı,
                     gülümsedi: "Ne çok gülümsüyorum artık. Demek ki çok büyük bir iş
                     başarıyorum." dedi kendi kendine.
                     Ardından çevresindeki beyaz ve sarı papatyalara baktı. Eskiden yaşadığı
                     yerde hep laleler olurdu. Annesi ve babasıyla lalelerin içine salıncak yapar,
                     eğlenirlerdi. Kelebek olarak uyandığından beri eski günleri de özlemeye
                     başlamıştı.

                     Evden niye bu kadar uzakta olduğunu, herkesin neden ilerideki tepenin
                     ötesine gittiğini anlamamıştı. Ama yalnız olmadığını çok iyi biliyordu. Onun
                      gibi rengârenk kanatlarıyla uçmaya çalışan o kadar çok arkadaşı vardı ki...
                       Bazıları uçmayı çoktan öğrenmiş, kanatlarını bile güçlendirmişti.




















        28 28 28 28
   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35