Page 35 - orada_bir_koy_var_uzakta
P. 35
Çizmemdeki kumu bir anlığına
unutuyorum. Nenem, “Ahretlik”in
yataktan kalkamadığını söylüyor. Neden
kalkamıyor yatağından, hep uyuyor mu?
Hasta mı acaba?
“Nene, nene!..” diyorum yine. Nenemin
beni duyduğu yok. Bu Ahretlik çok
önemli biri galiba. Nenem onu rahatsız
ederiz diye çekiniyor. Çocukken ne
kadar da iyi arkadaş olduklarından,
güzel güzel oyunlar oynadıklarından
bahsediyor. Şu karşı dağlarda koyun inek
güttüklerinden, bir gün sürülerine kurt
dadandığını anlatıyor.
Nenemin hatıraları masal gibidir. Hemen
her gece bana masal anlatır. Masal
uyduramazsa çocukluğunu anlatır.
“Bacım.” diyor o teyzeye. Şimdi meraktan
çatlayacağım.
“Nene, nene!..” diyorum yine.
“Ne var oğlum?” diye kızıyor birden.
“Bir şey yok.” diyorum, “Ahretlik ne
demek?”
Nenem gülümsüyor.
“Ahretliği bilip de ne yapacaksın?”
diye soruyor.
“Hiç, merak ettim.”
“Senin en iyi arkadaşın kim?” Bir araba geliyor, nenem arabalardan
korkar. Beni kolumdan tutup kenara
“Hüseyin, İhsan, Mevlüt…” çekiyor hemen.
“Hepsini sayma oğlum.” diyor nenem, Çizmem taşla dolu… Hiç şikâyet
“En iyi anlaştığın arkadaşın demek etmiyorum. Araba gördüğümüze göre
istedim, dostun kim?” köye yakınız demektir. Yeşil renkli meşin
çizme geliyor aklıma, gülümsüyorum.
“Dost mu, dost ne demek?” Top da isteyeceğim, onun rengi önemli
“Aman oğlum!” diye iç çekiyor nenem. değil. Nasılsa poşeti yırtılana kadar
“Senin de soruların hiç bitmiyor, sana laf çıkarmayacağım…
anlatmaya korkuyorum. Her sözüme bir
soru, her sözüme bir soru?..”
33 33 33 33