Page 18 - orada_bir_koy_var_uzakta
P. 18
Maras
Kurtkulagı
Neslihan Saltaş
Ramila Aliyeva
zeynep çimenlerin arasında oturmuş düşünüyordu. Çok hüzünlü
şeyler vardı aklında. Zoolog babası Maraş mavisi kelebeğini
bulamazsa ne olacaktı? Ya annesi… O da Maraş kurtkulağı isimli
mor bir çiçeği arayıp duruyordu. Her şey Kahramanmaraş’la ilgiliydi
çünkü oradaydılar. Sabahtan beri Ahır Dağı’nda durmaksızın yamaç
tırmanıp sağa sola bakınıyorlardı.
Zeynep yorulmuştu, acıkmıştı, üstüne üstlük susamıştı da.
“Hey!” diye seslendi babasına, “Ben karavana gidip su alacağım.”
“Dikkatli ol!” dedi babası.
Zeynep yamacı yorgun argın inmeye koyuldu. Bu kez de kara kara
düşünmeye başladı. Ayaklarına kara sular indiğini düşündü.
Kahramanmaraş’ı gezemediği için karalar bağladığını ve kocaman
kara bir çiçek gördüğünü…
“Ne?” diye mırıldandı Zeynep kendi kendine, “Kara bir çiçek mi?”
“Anne, baba!” diye seslendi.
“Şu garip çiçeğe bakın. Rengi kapkara!”
Annesiyle babası hemen yanına geldiler.
“Ah inanamıyorum!” dedi annesi, “Maraş kurtkulağını bulmuşsun.”
Maraş kurtkulağı, kısacık sapı olan, iri, gösterişli bir çiçekti. Ancak
annesinin daha önce Zeynep’e söylediği gibi mor renkli değildi.
Zeynep, doğru çiçeği bulduğundan pek emin olamamıştı.
“Kurtkulağı bu mu yani?” diye sordu kuşkuyla, “Ama sen mor
bir çiçek aradığımızı söylemiştin.”
“Evet, kopkoyu bir mor.” dedi annesi, “Ama haklısın,
bu neredeyse siyah görünüyor.”
16 16 16 16